Günlük 19.- 'ya Sezlong ve Semsiye Kirasi Olur mu? Olur. Nerede mi? Menorca'da.
Menorca , Ispanyanin gözde
turizm merkezlerinden Balear Adalarinin Mallorcadan sonra ikinci büyük
adasidir. Büyüklügü 669 km²
Sanildiginin aksine turizm burada birinci önemli gecim kaynagi degil. Adada, deri, ayakkabi, mobilya sektörü oldukca gelismis. Bunu yaninda adaya her yil gelen 800.000 turist de mevcut otelleri doldurmaya yetiyor. Aygirlik Ingilizler de bizim gittigimiz otelde de neredeyse sadece Ingiliz vardi. Menorcanin en büyük özelligi, cocuklu alilelerin cok aradigi, cabuk derinlesmeyenm kumlu plajlara sahip olmasi. Hakikatten de özellikle güney kiyilarinda birbirinden güzel kücük kumlu plajlar mevcut, bunlarin bir kismi sadece günübirlik gidilebilen kumsallar ( Cala Macarella, Cala Macareletta, Cala Turqueta, Cala Mitjana...), bazilarinda oteller ve kücük yerlesim yerleri de mevcut( Cala Galdana, Calan Bosch..) Menorca'da altyapi, diger adalarda
da oldugu gibi, harika. Yollar, cok güzel, bakimli, ama en hosuma giden de
yol kenarlarinda hep taslarla örülü duvarlarin bulunmasi, ayni duvarlar,
tarlalar arasinda da sinirlari belirlemek icin yapilmis, cok hos duruyor. Daha önce Mallorcayi da köse bucak gezmis oldugumdan, Menorca bana biraz daha sade, daha mütevazi geldi. Dedigim gibi buraya giden turist profili daha cok ya yaslilar, ya da kücük cocuklu aileler. Adada cok fazla mutlaka gezilmesi gereken yer olmadigindan, cocuklu aileler genelde güzel plajlarda vakit geciriyorlar. Adaya daha ayak basar basmaz bir konuya dikkatiniz cekiliyor; Susuzluk. Bizi karsilayan rehberden tutun da , otel lobisinde ve odadaki uyarici brosürlerde, turistlerden kendi evlerindeki su harcama aliskanliklarini birakip, suyu tasarruflu kullanmalari isteniyor, adanin tek su kaynaginin Yagmur suyu oldugu belirtilerek, cesitli sekillerde turistler az su kullanmaya tesvik ediliyor. Hatta bu uyari bana biraz da sert gibi geldi, cünkü odaya konan bu konuyla ilgili 3- 4 brosürden birinde su cümle yazili: `` bizim burada en önem verdigimiz sey,Sudur.´´ Yani bize önce turist degil, önce su lazim diyorlar. Üzerinde durulmasi gereken bir
konu da Menorca'nin 1993 yilinda UNESCO tarafindan BIOSFER
tabakasi icin rezerv alani secilmis. Bu ünvan dünyada, üzerinde önemli
bir kültür ve doga varliklari bulunan, ayrica halki, ekonomik
gelismelerini, doga ve kültüre zarar vermeyecek sekilde gelistirmis 411
bölgeye verilmis.
Bir de sunu farkettim, Ispanyollar, daha dogrusu adalilar, tok satici. Herkes isini yapiyor, ama zerre kadar fazlasini yapmiyor. Bundan kastim su, hani bizde otel personeli ile müsteri, carsidaki esnaf ile turist bazen arkadas, hatta akraba olur, raki falan icer ya ( tabii isin icinde satis umudu vardir mutlaka !), böyle söyler orada yok, hanutcu falan yok, her mal etiketli, pazarlik yok. Yani tam bir kuzey Avrupa sistemi. Ne yalan söyleyeyim benim de bu hosuma gidiyor aslinda. Keske bizim Türkiye de de birgün böyle olabilse. Bazilari simdi diyebilirki ``o zaman bizde ruhsuz oluruz, misafirperverlik özelligimiz gider.´´ Ben inaniyorumki biz bunu güzel bir sentez haline getirip, hem misafirperverligimizi kaybetmeyip, hemde kaziklamadan, dükkanimizin önünden gecene asilmadan, etiketli mal satabiliriz. O zaman turist de rahatlikla dükkanin icine girer, bakar, arar..vs Otellere disaridan yiyecek- icecek getirmek serbest, kimse sizin cantaniza bakma haddini bilmezligine kalkismiyor. Kim ne isterse otele sokabiliyor. Bir diger dikkat cekici nokta da Tip Box uygulamasi yok, sorusturdum, öyle bir uygulamanin Ispanya da olmadigini söylediler. Hatta ben tip box olarak sorunca ne demek istedigimi bile anlamadilar. Tabii bahsis almayi reddedecek kadar da saf degiller, onun yerine oda hesabina yazma uygulamasi yok, her ictiginizi, hemen garsona ödüyorsunuz, haliyle de, küsuratlar hep kaliyor, hatta alismislar, mesela 3,60 tutan bir hesap icin 4.- verdim, parayi aldi gitti, ne para üstü vermek, ne de bir tesekkür etmek. Dikkat ettim, bir hafta boyunca, hic para üstü vermeye tesebbüs etmediler. .Bahsis olarak, ``kalsin´´ dediginizde bile zoraki tesekkür ediyorlar. Dedim ya adamlar tok satici. Yemeklerine de deginecek olursak, genelde akdeniz mutfaginin özelliklerini tasimakla birlikte, Türk mutfagiyla kesinlikle boy ölcüsemez, bizden tek fazlaliklari, menüde oldukca fazla cesit balik bulundurmalari. Özellikle kahvaltilari Ingilizlerin damak tadina göre zaten. Bacon, sosis, sahanda yumurta, ve kuru fasulye. Zeytini de kahvaltida degil, aksam yemeginde salatalarla yiyorlar. restoranlarda yiyecek fiyatlari oldukca pahali. En kücük bir sahanda yumurta , iki dilim tost ekmegi 4.- dan basliyor ki normal bir insan ondan 3 tane yerse belki doyar. Diger cesitler 6 - 7.- dan baslayip, doyurucu porsiyonlar ise 10.- ya cikiyor. Sahilde deniz bisikletinin bir saati 13.-, Kanolar tek kisi 7.-, iki kisilik 10.-. Jet Ski falan her yerde yok, ve tek basiniza kiralamak istediginizde de zaten lisansiniz olmasi gerekiyor. sahile üyle ipini koparan, tekne , Jet Ski vs giremiyor, kurallara herkes uyuyor. Balear adalari gecen seneden beri yeni bir uygulamayla adalara gelen turistlerden cevre vergisi aliyor. Bu para direk otel receptionuna ödeniyor, kategoriye göre mesela 4 yildizli otelde yaklasik günlük kisi basi 1.- ,daha kücük otellerde 0,50 cent, lüks otellerde de 2.- civarinda. 11 Eylül 2001 den beri zaten kötü giden turizm sektöründe bir de bunlar vergi cikarinca, özellikle de aileler icin tatil buralarda cok pahali hale geldi. Alman piyasasinda ibre iyice daha ucuz yerlere döndü. Türkiye, Bulgaristan, Misir,Tunus gibi ülkeler bu durumdan istifade ettiler. Adalar yönetimini cevre vergisi koymaya götüren durumlar cok cesitli olmakla birlikte, esas iki sebep, Balear adalarini ziyaret eden yillik 10 milyonun üzerinde turistin yarattigi cevre kirliligi / cöpler ile bas edebilmek, bir digeri de cevreyi bahane edip, adaya cok sayida gelen eglence arayan ayyas turistleri özellikle Mallorcadan kacirip, daha kaliteli, cevreye önem veren / alim gücü yüksek turisti ve de aileleri cekmekti.Adalar turizm yönetiminin bu hesaplari bu güne kadar tutmadi, Dünyada da son iki yildir meydana gelen olumsuz gelismeler nedeniyle, üstelik zaten yüksek olan fiyatlar( özellikle yan giderler) Cevre vergisiyle daha da artinca %20 ye varan azalmalarla karsilasan Mallorca, Menorca ve Ibiza turizmcileri hükümete baski yapmaya basladilar. Gectigimiz Mayis sonunda yapilan secimlerde basari gösteren bir siyasetci, ilk is olarak Cevre vergisini kaldiracagini vaad edimisti, bakalim simdi ne olacak. Dönelim tekrar
Menorcaya. Burada ben de 4 yildizli bir otelde rezervasyon yaptim, otel
sahile sifirdi ama, kumsalda herhangi bir hakki yoktu. Kumsalda ki yatak
ve günes semsiyelerini isletenler baska bir sirketmis. Simdi siki durun
size iki sezlong ve bir semsiyenin günlük kiralama
ücretini söyleyeyim. 19.-, evet günlük 19.- Tabii hem sasirdim, hem
kizdim. Bu fiyatlar cok anormal cünkü. Ama
yigidi öldür, hakkini yeme demisler ya , palj özel
isletmeciye kiralanmis ama her 20 metrede bir
10-15 metre genisliginde bosluk birakma zorunlulugu
var, ve buraya siz gelip kendi havlunuzu semsiyenizi
de koyabiliyorsunuz.
Ayrica bu bölge hicbir tartismaya imkan vermeyecek sekilde tabelalar yardimiyla da belirlenmis (
Sun Bed Area, Zona Hamaques)
Yani herkese esit firsat taninmis.
Isteyen 19.- yu bastirip sezlong kiraliyor, istemeyen de
havlusunu, hasirini, kendi semsiyesini kullaniyor, kimse de `` yassah
hemserim, kalk buradan, ileriye git.´´ diyemiyor.
Bizde maalesef ayni uygulama olmuyor. Uludag'da
oteller bölgesine cikin, oturacak bir yer yok, oturup , söyle bir
manzaranin tadini cikarabileceginiz yerler, mutlaka özel bir isletmeye ait.
Hemen ``ne alirsiniz ?´´ sorusu geliyor.
Ayni sekilde yine beni cok kizdiran Antalya / Kemer- Beldibindeki plajin isletmelerce babalarinin mali gibi kapatilmis olmasi. Bununla ilgili iki yildir ugrasiyorum, cok kücük bir ilerleme disinda basarili olamadim. Bu isletmeler halka, diger isletmelere saygili degilse bile, ki degiller!!, hic olmazsa kendi müsterilerine saygilari olmali, onlar icin acmalilar plaji. Iki yildir, bu sitede bu konuyla ilgili yazdiklarim oldukca yakindan, turizmin ileri gelen kisi ve kuruluslari tarafindan da takip ediliyor( bunu detayli istatistiklerden görme imkanim var.) ama bunca gelen olumlu mesajlar icinde hep sade vatandas ve ögrencilerinkinin olmasi, esas yetkili, ve sorumlu bu kisi ve kuruluslarin, deve kusu misali baslarini kuma gömmelerini ( Özellikle Antalya Valiligini!) anlayamiyorum. Yaziklar olsun, bu kisiler ve kuruluslar, cesitli vesilelerle görüsleri sorulsa , mangalda kül birakmaz, atip tutarlar. Artik halkimiz uyanik olmali, yanlislarla mücadele etmeli. Ben umudumu kaybetmeden, zamanimi, parami harciyarak bu yanlislarla mücadelemi sürdürecegim. Lütfen assagidaki resimlere bir bakin da haksiz miyim siz karar verin. Antalya Valiligi, Turizm Bakanligi yetkilileri! siz sakin zahmet edip bakmayin olur mu? Hem zaten ayni resimleri bu iki kuruma defalarca yolladim, sonuc yok. Bu rezillik, bu isgalcilik devam ediyor. Siz zahmete girmeyin, duyarli vatandaslar eninde sonunda bu yanlistan dönülmesini saglayacaktir. Son olarak 2003 turizm sezonunun Almanya'dan bakarak yorumunu yapacak olursak, pek parlak bir yil olmayacaga benziyor. Gerci büyük bir aksilik olmazsa Temmuz, Agustos ve Eylül aylari ile Ekim'in ilk yarisi tika basa dolu gececektir ama, bunun turizmcileri memnun edecegini sanmiyorum. Gerilemeyi tek bir nedene de baglayamayiz, bir sürü faktörün biraraya gelmesiyle olusan bir gerileme bu. Türkiyede turizmcilerin belki pek yakindan bilmedigi bir konu Almanya'daki ekonomik durgunluk ve issizlik problemi. 2002 Mayis ayinda 4 milyon civarinda olan issiz sayisi ( o da cok yüksek bir rakamdi.) bu sene daha da artarak 4,5 milyona cikti. bu 500 bin kisiyi ortalama 2 veya 3 kisi ile carpsak issizlikden dogrudan etkilenen 1-1,5 milyon kisi ilave oldu demektir. Ayrica Almanlar güvenliklerine asiri düskün bir millet. Hatta bunu `` korkaklik´´ olarak ifade edersek cok ta abartmis olmayiz. Herseyde yüzde yüz garanti ariyorlar, bunu bulamayinca da gitmiyorlar o ülkeye. Almanlar bu yüzde yüz güvenlik garantisinden bir sartla vazgeciyorlar. Neredeyse ``beles´´ fiyata gezi bulurlarsa, Misir'a da Tunus'a da Kenya'ya da gidiyorlar. Ben bunlari kafadan atmiyorum, oldukca cok karsilastigim durumlar, isim geregi. Benim bu yazdiklarimi Alman medyasi da özelestiri olarak yaziyor. Son olarak ucakla Mallorca adasinin üzerinden gecerken cektigim alttaki üc resme dikkatle bakin lütfen. Bu Mallorca adasi her yil 10 milyondan fazla turisti agirliyor, kiyilarinda 30-40 sene önce yapilmis, beton yigini büyük otellerinin cirkinligi tartisma götürmez ama, adanin tüm diger bölümleri yemyesil, hala da portakal, badem agaclari, zeytinlik olusturlumaya calisiliyor. Bunlara bakip, turizmin geleceginin ve bir numarali sartin güzel doga, temiz cevre oldugunu herkese bir daha hatirlatmak isterim.
Simdilik bu kadar, bir sonraki yorumumu ne zaman yazarim bilmiyorum, burada da isler cogaldi ama kafama takilan bir yapay kumsal olusturma projesi var, böyle birsey olur mu olmaz mi, bununla ilgili belki birseyler bulabilirsem yazmayi düsünüyorum.Son olarak da bu siteyin devamli ziyaretcileri üniversite ögrencisi arkadaslardan bir ricam olacak, bircogunuz beni akademisyen, bircok kaynaga sahip falan zannedip, tezleriyle, arastirmalariyla ilgili, bilgiler, istatistikler istiyorsunuz, ama bende bunlarin hicbiri yok, bunun icin arama makinelerinden (motorlarindan), Türsab, Türob, ve Turizm Bakanligi..vs.gibi sitelerden yararlanabilirsiniz. Tesekkürler.
Selamlar Ercan Toprakyaran webmaster@turizmcilerkahvesi.com
|