32.Gün Programi'nda Türk turizmi tartisildi 05 Temmuz Aksami, CNN Türk teki 32.Gün programinda Türk turizmi tartisildi, tartisildi ama 40 dakikalik süre tabiiki böyle bir konu icin cok yetersiz kaldi. Konumacilari cok dikkatle dinledim, hatta programi video'ya cekip tekrar izledim ve su kaniya vardim; Türkiye'deki ''turizmci''lerin bir kismi konusuna hakim degil, hatta trilyonluk yatirim yapmis olanlar bile olaya dar bir cerceveden,Türk gözlügü ile bakiyor, yurt disinda olan bitenden haberi yok. Sözünü ettigim kisi programin yayinlandigi otelin sahibesi bayan. Kendisi özetle, lüks otel yaptigini ve bu yatirimin karsiligini alamadigini ve 10 yillik yatirimin geri dönme süreci sonrasinda da -fiyatlar böyle giderse- alamayacagini söyledi. Sadece bir konuda kendisine hak verdim,ona alt satirlarda deginecegim. Bir kere oteli henüz bir yil önce acilmis, bir yilda hemen oteli tiklim tiklim doldurmak, hemde en iyi fiyatlarla doldurmak kolay degildir, ikincisi acaba acenta anlasmalari dogru yapilmis midir? Ücüncüsü böyle lüks tesislere, gelismis Avrupa ülkelerinden bile olsa zengin, ödemede paraya bakmayan müsteri bulmak kolay degildir. Bizim, 5 yildizli tesislere gelen müsterileri ''ZENGIN'' görme gibi bir yanlisimiz vardir, bu yanlisi düzeltmemiz gerekir. Lüks tesiste konaklayan bir Türk müsteriyi ZENGIN ilan edebilirsiniz, cünkü Türkiye sartlarinda maasla calisan insanin öyle bir yere gelmesine imkan yoktur ( eger dürüst calisiyorsa!! ) ama gelismis ülkelerde sabit ücretlerle calisan insanlarin bir kismi zorlanarak ta olsa buralarda tatil imkanina sahipler. Avrupa'nin gercek anlamda zenginleri ( hele hele sosyetesi ) zaten cok daha gelismis baska yerleri tercih ediyorlar. Bunlar icinde hemen aklima gelenler; St.Tropez, Nice, Monaco, Miami, Ft.Lauderdale, Key West, Los Angeles, Toscana, Sylt adasi veya Mallorca'nin bazi bölgeleri... Bu bölgeler dururken, sadece sizin süper lüks tesisiniz icin hicbir zengini toz toprak icindeki Türkiye'nin tatil yörelerine getirtemezsiniz. Tek tük yolunu kaybeden olursa da istisnalar kaideyi bozmaz, bu arkadaslar kolay kolay bir daha gelmez. Bir örnek vereyim; isim geregi Frankfurt Havaalaninda hergün onlarca müsteriyle konusuyorum ve rahatlikla söyleyebilirim ki, bircok orta halli Alman, üc yildizli bir otele gidecegine sagdan soldan arttirip bütcesini asarak,- veyahutta iki senede bir izine giderek- biriktirdigi parayla daha lüks bir yerde kalmayi tercih ediyor, ediyor ama gittigi 5 yildizdaki ekstralari ödeme gücüne sahip olmadigindan yine de icecegini disardan alip cantasinda otele sokmaya calisiyor. Son olarak bu Hanimefendi'ye sormak isterim ki yatirimin yaptiginiz bölgede altyapi ne durumdadir? ( Turizm bakani bu konuya cok güzel degindi programda), Tamam süper bir doga, plaj ve günes var ama otelin disina adim attiginizda kaldirimlar, yollar yapilmis midir ve buralarda turist sorunsuz olarak, rahatsiz edilmeden yürüyebilmekte midir? Bu sorularin cevabinin HAYIR oldugunu ben biliyorum, o yüzden de soruyorum simdi bu yatirimcilara Icinizden kac kisi bu konuda birlesip Belediye'ye veya gerekli merciilere baski uyguluyor? kac kisi Beldibi sahiline beton duvar cekerek sagdan ve soldan tüm gecislere kapatan Club Zigana ve diger tesislerin yöneticileriyle temasa gecip bunun turizme zarar verdigini söylüyor.( Bakiniz 12 Haziran tarihli yazi ve resimler) Kac kisi esnafin sattigi malin üzerine fiyat etiketi koymasi icin Belediye ile temasa geciyor? Kac kisi sahte tisortlara 30-35 mark fiyat cekip, sonra da ikisini 20 Mark'a veren esnafin turizme zarar verdiginin farkinda ve buna tedbir alinmasi icin faaliyet gösteriyor? Cevabini da ben vereyim sorumun; BEN, evet BEN ugrasiyorum bu tür yanlislarla, megolaman oldugumu zannetmeyin, ben yatirimci falan da degilim, bu islerden bir cikarim yok, malim mülküm yok oralarda, ''Vatan kurtaran Saban'' olup ünlü olma pesinde de degilim, ama ülkemi seviyorum, vatanseverim ( vatanseverligi, milliyetcilikle ve de cesitli el isaretleri yapmak suretiyle milliyetci olunacagini sananlarla lütfen karistirmayin ) ve Türkiye'nin turizmden cok para kazanabilecegine inancim tam, bu isi sadece $$$ olarak ta görmemek lazim, yüzbinlerce insana ekmek kapisi aciliyor bu sektörde,cok yüksek bir katma deger yaratiyor turizm sektörü. Cok cok önemli bir yani da ( bunu da isyerimdeki tecrübeme dayanarak söylüyorum) eskiden Türkiye'de tatil yapmayi Kuzey Afrika ülkeleri ile ayni sinifa sokan Avrupa kamuoyunun , günden güne Türkiye'ye isinmaya basladigini ve artik Türkiye'yi de Ispanya,Yunanistan ve Italya'da tatil ile ayni kategoriye sokmaya basladigini görüyorum. Ve de tüm bunlar AB'ye girmemiz icin gerekli olan kamuoyonu olusturuyor aslinda. Ama herkesin poposunu biraz hareket ettirmesi lazim, sagda solda gördügümüz yanlislardan baslamak lazim, altyapimiz cok bozuk, milyonlarca $$ harcayip otel yapanlar, belki tesisinin önündeki kaldirimin 500 metresini -devletin yapmasini beklemeden- kendisi yaptirsa sorun belki daha cabuk cözülebilirdi. Otelinden disari cikan müsteri Göynük'e veya Kemer'e geldiginde halici, derici,kuyumcu ve tekstil dükkanindan baska birsey görebilmekte midir? Acilen bir huyumuzdan vazgecmeliyiz, o da su; Türkiye'ye gelen her turist hali,deri, kuyum almak zorunda degildir, eger almazsa hemen esnafimiz tarafindan ''kalitesiz turist'' ilan edilmektedir? Esnafin ciddi sekilde egitilmesi gerekir. Hadi diyelim ki bir cok seyi yapmak icin para lazim, parasizliktan hersey istenildigi gibi yapilamiyor, kabul; ama yukarida saydiklarimi yapmak icin para lazim degil, sadece istek ve irade lazim. Bunu Alanya Belediyesi kismen basarmis görünüyor( detaylar 12 Haziran tarihli yazida). Yazinin basinda elestirdigim otel sahibesi Hanimefendi'ye bir konuda da hak verdim. Kendisi 5 yildizli oteller icin bakanligin bir taban fiyat belirlemesini istiyor, diger 5 yildizli tesislerin ucuz fiyat verdiklerini söylüyor, ben taban fiyat olayini mümkün görmüyorum ama feryadinda bir nevi hakli. Nedenine gelince; Yepyeni, en modern standartlara sahip bir tesis yapmis, 5 yildiz almis, O otel ayarindaki gercekten 5 yildizli hizmet vermeye calisan tesisler mesela su Temmuz ayinda Almanya piyasasinda kisi basina iki hafta 2300 ile 2500 Mark arasinda satilirken, yine 5 yildizli, 10-15 sene önceki teknoloji ile yapilmis, zamaninda bakanliktan bol kepceden 5 yildiz almis olan vede artik eskimis ve 5 yildizli servis falan veremeyen, personelden, yemekten herseyden kisitlayan bir baska lüks!! otel yine Temmuz ayinda 1500 ile 1800 Mark'a satilmaktadir. Her ne kadar müsteri rezervasyon yapmadan önce katalogdan buralarin resimlerine baksa da, bir tanesinin neden bu kadar ucuz olabildigi üzerinde fazla kafa yormadan, ``Last Minute'den ucuz tatil kaptim´´ sevinciyle -aradaki büyük fiyat farkindan dolayi- ucuz olani tercih etmektedir. Etmektedir ama otele girer girmez ``bu ne bicim 5 yildizli otel´´ diyerek döner dönmez rezervasyon yaptigi Tur Operatörüne sikayet dilekcesi yollayarak, %10 ila %30 arasinda parasini geri talep etmekte vede cogu zaman almaktadir. Bunun da cözümü var aslinda, bakanliktan gelen müfettisler kontrolleri daha detayli yapmali, standartlara uymayan tesisleriden yildizlarini geri almalidir. O zaman hem sikayetler azalir, hemde mutsuz turistin ülkesine döndükten sonra cevresinde -hatta bazen yazili ve görsel basinda- yaptigi olumsuz propagandayi önlemis oluruz. Yillardir yapilan bu bol keseden yildiz uygulamasindan dolayi simdi üc yildizli otel tevsiye ettigimiz müsteri;``bilmem ki Türkiye'de üc yildizda kalinir mi?´´demekte veya Ispanya, Italya'daki 3 yildizli yerlere ses cikartmazken söz konusu Türkiye olunca ``Türkiye'de üc yildiz yetmez´´ demektedir. Bu duruma kendimiz sebep olduk, kendimiz düzeltecegiz.Insallaaaaah!!! Evet yazinin sonuna gelelim artik, yukaridaki satirlarda genellikle Kemer'den bahsettim ama bu sadece bir örnekti, Türkiye'nin diger turistik yörelerinde de durum Kemer'den daha iyi degil, hele hele Kusadasi, Cesme bölgesini düsünmek bile istemiyorum, bu bölgeler umutsuz vaka olarak görünüyor, nedense yerli müsterinin gittigi Cesme, Bodrum gibi yerlerde ne altyapi, ne doga'nin bozulmasi gündeme geliyor, yerli müsteri böyle kriterlere -istisnalar haric- bakmiyor, Istanbul'un Ankara'nin, Izmir'in Bodrum'da tatil yapip bar ve discolarda gönlünce eglenen insanini nedense Kusadasi'nin, Bodrum'un, Cesme'nin agacsiz, kel tepeleri hic rahatsiz etmiyor. Cesme-Ilica'da bulunan Türkiyenin en güzel plajlarindan birinin arkasindaki -herhalde genisligi bir metreyi gecmeyen, mesela bebek arabasi ile gecmenin neredeyse imkansiz oldugu- kaldirim, orada tatil yapan yerlileri, lüks villalari olanlari hic rahatsiz etmiyor. Neden acaba... Kusadasi, Cesme gibi yerlerdeki bölgedeki otelleri tavsiye ederken müsterilerin ``buralarda ne var baska, dogasi, plaji nasil?´´sorulariyla karsilasinca anlatmakta zorlaniyorum, ve cevap olarakta ``aslinda burayi size tavsiye edemem, cünki buralar turistik acidan güzelligini kaybetti, zaten pek ormanlik olmayan bir bölge, bölgeye özelligini veren Zeytinlikler de yillardan beri kesilip kesilip, canavarlar tarafindan - cogo bos duran- binlerce site insaa edildi, bu sirada herkes bu ranttan pay kapmaya calisirken, bindikleri dali kestiklerini unuttu, kesilen agacin yerine bugüne kadar yenisi dikilmedi, anladigim kadariyla bundan sonra da dikilmesi düsünülmüyor , anlayacaginiz buralar talan edilmis kabak tarlasina dönüstü ´´ diyemiyorum tabii ki ama icimden bunu söylemek geliyor.( Bu cümle cok olumsuz oldu ama belki bu sayede yöre turizmcisi ve halki harekete gecer ve beni yöredeki calismalar hakkinda Mail yagmuruna tutar. Keske tutsa da bende onlari burada size bildirebilsem.) Biliyorumki bu yaziyi okuduktan sonra bana yine ``Düsüncelerine katiliyorum, cok hakisin ama biliyorsunki Türkiye de bazi seyler....´´ diye baslayan bir sürü mail yollayacaksiniz, yollayin yollamasina ama Maillerinizde harekete gectiginize veya gececeginize dair unsurlar bulunursa daha da sevinirim, yolsuzluk, usülsüzlük, vede bananecilik bizim kaderimiz olamaz, olmamali, bu konuda turizmcilerden somut destekler bekliyor, düsüncelerinizi FORUM kösesinde yazmanizi diliyorum. Hepinize iyi bir turizm sezonu dilerim. Ercan Toprakyaran |