Istanbul'un Türk turizmine katkisi yeri yeterli mi? Turist cekmek icin otel ve tatil köyü insaa etmek, tanitim yapmak yeterli midir? Turist baska ne bekler? Istanbul bir dünya sehri....ve biz bu firsati kullanamiyoruz. Almanya'da ''Städtereisen'' denilen, 2-5 gün civari süren Sehir turlari, yaygin bir seyahat türüdür. Son yillarda Istanbul'a 3-4 günlük turlar da bircok Tur Operatörünün programinda yer almakla beraber, bu gezilerde ilk akla Paris, Londra, Roma, Viyana, Amsterdam ve hatta New York gelmektedir. Istanbul bunlar arasinda henüz kendini ön plana cikarabilmis degil, bu da cok normal cünki bu güne kadar Turizm alanindaki yatirmilar hep Ege ve Akdeniz kiyilarina yapildi, tanitimlarda da hep bu bölgeler ön plandaydi. Zaten en büyük önem Istanbul'a verilmis olsaydi bile bu haliyle Istanbul'un diger rakipleriyle mücadele edebilmesi yine cok zordu. Turistik altyapi gelismemis, özelliklede ulasim. Mesela bu Sehre 3-4 günlügüne gelmis bir turistin Istanbul'un Belediye Otobüsü sistemini anlamasini, onlara binip - balik istifi - bir yerden baska bir yere gitmesini beklerseniz yanilirsiniz, diger sehirlerde mesela belli güzergahi olan turist otobüsü hizmeti var, bunlar genellikle iki katli, üstü acik turistik yerler arasinda durmadan turlar, turistte belli duraklarda otobüsüne binip rahatca görmek istedigi yere gidip, görür tekrar otobüse binip ''yanlis mi dogru mu bimdim'' diye düsünmeden bir sonraki müzeye, camii'ye neyse...gider.Tabii paket tur alip gelenler Rehberleri ve Otobüsleri ile problemsiz gezme imkanina sahipler ama onlarda kisitli zamanlarinin bir bölümünü istemeseler bile -neredeyse her tur porograminda olan- halici, kuyumcu ve derici dükkani gezilerine ayirmak zorundalar. Bir de özellikle Turistlerle alis-verisi olan esnafin dayranislarini gözden gecirmesi gerekiyor, bu Sehir cok göc aldi, cok insan doldu, bu insanlarin bazilari dagda iki koyunu bile güdemeyecek olmalarina ragmen, Istanbul'da esnaf oldular ve de Turiste davranis bicimini bilmiyorlar. Aslinda sadece turiste degil normal yerli Halka bile davranis bicimleri yanlis, bu konuyu detaylandirmama gerek yok herhalde Istanbul'lular hergün yasiyorlardir bu tecrübeyi. Hemen bir örnek vereyim; Gecen sene iki Alman arkadasimi Istanbul'a gitmeleri icin ikna ettim, Otelde bunlara Reception araciligiyla, dansözlü bir Türk Gecesi bileti satilmis, yemek dahil kisi basi 90 Mark falan, gittikten yaklasik 1,5 saat sonra programin bittigi ve kalkmalari gerektigi söylenmis, tabii bu arkadaslarin Istanbul gezilerinden aldiklari keyif bir anda bitivermis. Siz 90 Mark aliyorsunuz ve de 1,5 saat sonra müsteriyi kaldiriyorsunuz, bunu adi da isletmecilik oluyor... Bu tip örnekler cok. Burada gelecegini düsünen Turzmcilere büyük görev düsüyor, mücadele, mücadele ve yine mücadele. Aslinda asil mücadeleyi yetkili merciiler yapmali ama bu isler Türkiye'de pek yürümüyor, o yüzden Turizmciler ve cesitli Meslek odalari bu merciilere baski yapmali. Sakin ha''olmus bir kere'' demeyelim, yine olur, yine olur... ve de bu tip mutsuz turistler Almanya'da aksamlari Prime Time de yayinlanan Haber-Magazin programlarinda boy gösterip bire bes katip olumsuz propaganda yapiyorlar. Seyirciler genellikle neyin gercek neyin yalan olduguna fazla kafa yormadan bu anlatilanlara inaniyorlar. Eger bazi yöneticilerimizin -iyi gecen 2000 turizm sezonunun ardindan- telaffuz etmeye basladiklari ''Turizmde hedef ; yilda 50 milyar $'' türünden aciklamalarinin gerceklesmesi icin önce pek az kimsenin farkinda oldugu ama bu cok önemli problemlerin tekrarlanmamasi gerekiyor, yoksa 50 milyar' $'i rüyamizda görürüz. Fransa yilda 74,5 milyon Turistle dünya 1.si. Bu ülkeye gelenlerin önemli bir bölümü aslinda Paris'i görmeye geliyor. Sadece Eyfel Kulesi bile bu sehre inanilmaz büyük paralar kazandiriyor, bazi günler bu kuleye cikmak icin - 4 büyük asansör durmadan calismasina ve giris ücreti yaklasik 20 Mark olmasina ragmen- yaklasik 1 ila 1,5 saat beklemek gerekiyor, varin burada kazanilan parayi siz hesaplayin. Hele hele simdi yazacagimi dikkatli okuyun; Paris'e bundan 7-8 yil önce Avrupa'nin tek DISNEYLAND'i acildi, yetkililer ilk seneler pek memnun degildiler ama sonradan ziyaretci sayisi artti, ve bu Park gectigimiz ay yüz milyonuncu ziyaretcisini agirladi, evet evet birde rakamla yazayim; 7 yilda 100.000.000 ziyaretci, eder yilda 14 Milyon kisi. Bunlarin % 40'i yerli, kalani yabanci turistler. Istanbul cok tarihi ve dogal güzelligi olan bir sehir, ama kitleler halinde turist gelsin istiyorsaniz o sehirde baska seylerinde olmasi gerekiyor, olmasi gereken bu seyleri kisaca Eglence Tesisleri diye adlandiralim. Ben buradan büyük para sahibi isadamlarina sesleniyorum ( yani Para Babalarina !); nasil yaparsaniz yapin ama Istanbul'a ve yahutta iklimin daha uygun oldugu baska bir yere DISNEYLAND, SEA WORLD tipi bir eglence parki kurulmasini saglayin, saglayin ve seyredin bakalim Rusya'dan, Iran'dan, diger zengin Arap ülkelerinden, vede tabiiki Avrupa'dan turistler akiyor mu akmiyor mu? Ucak sirketlerimizin, Otellerin ve diger tüm yan sektörlerin karlarinda patlama yasaniyor mu yasanmiyor mu? Kaliteli yatirim her zaman kazandirir, en iyi örnek Antalya-Belek bölgesindeki oteller, hele hele Golf tesisi olanlara talep o kadar yogunki, ne yazikki bu yogun talep karsilamamiyor. Türkiye turizmde hedefledigi büyük rakamlara ulasmak icin ''günes - deniz - kum '' ücgenini genisletmek ve turizmi her yere yaymak zorundadir. Simdi eger derseniz ki ''Onu bizde biliyoruz; sen öneri getir, örnek ver ! '' hemen örnek de vereyim. Orlando ve Las Vegas. Ikiside ABD turizminin önde gelen turist cekim merkezleri; Amerikalilar ne yapmis da buralara karinca gibi turist gider olmus kisaca inceleyelim: ORLANDO; önemli bir kismi ovalik ve bataklik olan Florida eyaletinin dogusunda dogal güzelligi, tarihi önemi falan olmayan bir sehir. Ancak sehrin kenarina kurulan DISNEYWORLD, SEA WORLD; HOLLYWOOD Film Stüdyolari ve yakinindaki Cape Caneveral uzay üssü Orlando'ya her sene milyonlarca turist gelmesini sagliyor. Sadece Disneyworld'un icinde 4-5 ayri park daha varki sadece bunlari gezmek icin bile en az 4-5 gün Orlando'da kalmaniz gerekiyor. LAS VEGAS; Nevada eyletinde cölün ortasinda 300 bin nüfuslu bir sehir, yani Antalya'dan kücük. Tarihi, kültürel özellik falan da aramayin. Hicbir özelligi olmayan bu sehire Casino ve Otellerin kurulmaya baslamasiyla bir canlilik olusmaya baslamis. Su anda 300 e yakin büyük Otel ve Motel, 20 civarinda Golf sahasi, 200 kadar Tenis sahasi, 25 Spor merkezi ( yani kisacasi zengin turistlerin gelmesi icin gereken her imkan var.) ve de 25 milyon civarinda yillik ziyaretci. Hele bazi oteller varki insanin hayal dünyasini bile zorluyor. Las Vegas'ta acilan her Otel yatagi icin 2 kisiye istihdam saglaniyor, gelirler yüksek, issizlik problemi yok. Tabii burada bir sorunla karsi karsiyayiz; Bu kadar büyük yatirimi kim yapacak ? Bu para kimde var ? Yabanci yatirimci da Türkiye'ye yatirim yapmiyor ??? Mesela Las Vegas'ta kurulan ilk Oteller kara paranin aklanmasi seklinde ortaya cikmis. Herhalde ilk yatirimi yapan kisi de helal ve zor kazanilmis parasiyla gidipte cölün ortasina lüks bir otel dikmezdi. Aslinda kara para konusunda ülkemiz de pek sanssiz !! sayilmaz. Ben yine tekrarliyorum; Türkiye ekonomisinin kurtulusu Turizm'de. Bu kadar istihdam yaratan, katma deger yaratan baska bir sektör yok, olsa bile önümüzdeki yillarda Turizmin gösterdigi gelismeyi göstermesine imkan yok. Tabii ki bu yazdilarim hep ucu paraya bagli seyler, büyük yatirimlar, ama en azindan bu örnekleri göz önünde bulunduralim, yetkililer de mecliste yumruklasmaktan arta kalan zamanlarinda bu tip seylerin planini yapsinlar, en azindan bizden sonraki nesil '' 50 milyar $ ''li rakamlari görsün. Ne demisler '' Zenginin turisti, zügürdün cenesini yorar.'' bu günlükte bu kadar, bir dahaki yazida görüsmek üzere. Ercan Toprakyaran
Yine yazimi standart iki cümleyle bitiriyorum;
|