Görüntü Kirliligini Yok Etme Kampanyasi ``Görüntü kirliligini yok etme kampanyasi´´ diye bir kampanya duydunuz mu hic? Duymadiniz degil mi? Zaten duymus olamazsiniz cünkü bu kampanyayi kendi kendime ben baslattim. Türkiyenin Allah vergisi güzelligini bir kenara koyun, insan eliyle yapilmis bircok sey estetikten yoksun, son derece cirkin görüntü olusturuyor, özellikle yol kenarlarindaki yapilasma berbat, bunun degismesi icin birseyler yapmaya karar verdim. turizmcilerkahvesi.com da zaman aklima gelenleri, turizm alaninda neler yapabilecegimizi yaziyorum. Sizlerden de cok güzel mesajlar aliyorum; sitenin hitlerine bakinca da gün gectikce daha cok taninip dikkate alinmaya basladigini görüyorum. Ama benim asil hedefim bu degil. Iste efendim `` güzel yazmissin... iyi konulara deginmissin...ama biliyorsunki burasi Türkiye...´´ gibi mesajlar artik yeterli gelmiyor, artik birseylerin degistigini, Türk insaninin harekete gectigini görmek istiyorum, bunun icin de karar verdim, turistik bölgelerdeki bircok Belediye baskanina mektup gönderecegim, bu konuda da özellikle medyadan, büyük kuruluslarimizdan ve de tabii ki siyasetcilerden de destek bekliyorum. `` kardesim burada kriz var, millet evine ekmek götüremiyor, sen nelerden bahsediyorsun...´´ diyenleri de duyar gibi oluyorum. Onlara cevabim : Peki ne yapalim o zaman? Oturup bekleyelim, hicbir is yapmayalim, kriz belki kendi kendine gecer, IMF arada bir bize havale yollar, eksiklerimizi elbet günün birinde birileri düzeltir, bu arada hedefledigimiz ( daha dogrusu Turizm Bakaninin hedefledigi ) 60 milyon turist, 50 milyar $ gelir hedefi de bir sekilde gerceklesir. Hayir,hayir..eger biraz kimildamazsak bu hedef kesin gerceklesmez, size söyleyeyim. Bizim daha eksiklerimiz cok. Neden böle bir kampanya olmasin...neden Türkiyede insanlar biraz günlük sorunlariyla ilgilenirken baska seylerle mesela cevreleriyle biraz ilgilenmesinler? Ilginc bir milletiz biz, bircok evde misafir odasi bulunur, bu odaya cocuklar sokulmaz, izinsiz girerse cocuk dayagi yer, ama bu evlerin disinda siva yoktur, bir sürü eski, püskü seyler, ise yaramaz parcalar bahceye atilir, yol kenarinda yillarca durur, bu da kimseyi rahatsiz etmez. Bu durum benim eskiden beri tuhafima gider. Bazi seylerin artik degismesi gerekiyor. Bunun icin yerel yönetimlerin baslangici yapmasi, yaptirim uygulamasi gerekir.Türkiyede beni rahatsiz eden vaziyetleri söyle bir listeleyeyim ;
Ben belediyeci olsam, bölgemdeki bu tip insaatlari, yol kenarindaki bos arsalari tespit eder, bunlarin sahipleriyle toplanti yapip, neden bu konunun üzerinde durdugumu onlara anlatir ve destek beklerdim, anlamayanlara da belli bir süre sonra yaptirim uygulardim. Hatta bu saydiklarimi riski göze alip- secilmeden önce secim konusmalarima eklerdim. Ve o yüzden de kesin secimi kaybederdim. Ne diyeyim aslinda Türkiyede alan memnun satan memnun, bakmayin milletin dert yanmasina, Kilisin il olma asamasindaki oldugu gibi halkimiz da cok temiz degil, Kilisliler, il olmak icin o zaman teklif edilen siyasi rüsveti cebine ativermisti. Ayni durum baska bir yerde olsa orada da kabul edilirdi mutlaka. Kimse kizmasin ama biraz özelestiri yapmak zorunda herkes. Örnekler cogaltilabilir. Aslinda bircok kisiye göre Türkiyede yapilanlar, sartlar ölcüsünde yeterlidir, yeterli caba gösterilmekte, ekipler calismalarini sürdürmektedirler !!. Ama bence bu yeterli degil, halkin da aktif katilimi, herkesin kendi kapisinin önünü , bos arsasindaki pislikleri toplamasi, temizlemesi, yillar önce yaptigi evinin disini artik sivamasi, boyamasi gerekiyor. Bence bunun icin paradan cok kas kuvvetine, ama öncelikle de iradeye ihtiyac var. Boya alinamiyorsa, iki teneke kirec ve bir firca almanin maliyeti nedir yani? Beyler kahvehanelerinde birkac gün az oturuverecekler hepsi bu. Yani irade, istek meselesi, para meselesi degil. Aslinda bunu sadece turist icin degil, kendimiz yapmaliyiz ama ben öncelikle isin turizm yönü üzerinde duruyorum. Madem sektör kendine bu kadar yüksek bir hedef belirledi, o halde cok faal bir sekilde cevremizi ve altyapimizi da güzellestirmeliyiz Istiyorumki Türkiyeye gelen turistin agzi acik kalsin, yaptigi tatilin tadi damaginda kalsin, ülkesine dönmek bile istemesin, döndügünde de bir dahaki Türkiye iznini planlamaya baslasin, memleketindeki tanidiklarina sadece Türkiyenin güzel tesislerinden, yemeklerinden ve halkin misafirperverliginden degil, ayni zamanda sehirlerinin, yollarinin, parklarinin güzelliginden de bahsetsin. Cünkü görüyorumki rekabet cok yogun, simdi pazara Bulgaristan, Hirvatistan, Romanya gibi ülkelerde katiliyor, bunlar hizla yatirim yapiyor, ve arkalarinda Avrupanin en büyük tur operatörleri de var, belki rakalmarla kiyaslarsak bize tam rakip sayilmazlar ama ileride ne olacagini kimse bilemez. Bundan 10 sene önce de Ispanyol turizmciler, Türkiyenin birgün kendilerine cok ciddi bir rakip olacagini akillarina getirmemislerdir herhalde, ama simdi Ispanyol turizmindeki kismi gerilemeyi, büyük oranda Türkiyenin popüler olmasina bagliyorlar. Bir de yine belediyelerin öncülügünde gerceklestirilebilecek, hatta belki bir Türk adeti halini alabilecek bir düsüncem var ; Ülkemizde dügün öncesi uygulanan yüzlerce örf ve adet vardir, bunlarin bir kismi hakikatten yararli, bir kismi da zavalli damat adayinin ve ailesinin cüzdanini hafifletmeyi amaclayan, ve zaten dar gelirli bircok gencin, daha da fakirlesmesine sebep olan adetlerdir. Hele hele gelin arabasinin yolunu kesen kücük cocuklara Raki hediye edilmiyor mu, kahroluyorum. Eger belediyeler destek verse, kücük bir organizasyonla, gelin, damat ve yakin cevresi nikah öncesi bir agaclandirma sahasina gitseler ve de orada üc-bes fidan dikseler...fena mi olur? Bence cok sahane birsey gerceklestirilmis olur. Bu kadar ise yaramaz, sacma ve hatta zararli gelenegin yaninda ülkeye ve dogaya faydali bir is yapilmis olur, insanlarin dogadan aldiklarina karsilik en azindan ufacik bir karsilik verilmis olurdu. Türkiye gibi nüfusunun önemli bir bölümü tarimdan gecinen bir ülkede böyle bir adetin cok eskiden beri uygulaniyor olmasi gerekirdi aslinda, özellikle de erozyon sebebiyle en verimli topraklarini kaybeden bölgelerde. Ben iddia ediyorum hic de zor degil bunu gerceklestirmek. Bu amacla simdi bazi Belediye baskanlarina mektup veya faks yoluyla gönderecegim bu düsüncemi. Yazimi burada bitirmeden önce bir iki satirda bu seneki Turizm sezonuna iliskin gözlemlerimi akrtarayim. Almanya'daki rezervasyonlarda gecen seneye göre %10 civari bir gerileme hakim, bunun sebeplerini herkes biliyor aslinda. Terör ve Euro'ya gecis. Euro'ya gecisle birlikte fiyatlarda ( tüm sektörlerde) yaklasik % 5-10 arasi bir artis oldu, ama maaslar ayni kaldi, bu da insanlarda bir huzursuzluk yaratti. Birde dünyadaki cesitli terör olaylari, özellikle aileleri tedirgin ediyor, hala beklemedeler. Benim kanaatim bu senenin bir Last Minute yili olacagi. Türkiye ile ilgili su ana kadar en ufak bir olumsuz haber yok Alman medyasinda, yaklasik bir aydir da TV lerde ve radyo da cok güzel bir Türkiye reklami yayinlaniyor. Eger kendi kendimize sorunlar yaratmazsak bu yil iyi bir sezon geciririz. Ancak daha önceki yazilarimda degindigim Kemer - Beldibi'ndeki tesislerin sahili istedigi gibi kullanma ve ve sahile duvar cekme, kumun üzerine su sporlari merkezini kurma, ve kimseyi gecirtmeme özgürlükleri devam ediyor. Yokmu bu duruma bir dur diyecek.( bkz : konuyu detaylariyla anlattigim 12 Haziran 2001 tarihli yazi ) Turizm Bakanligi sözde ilgilendi ve yikim icin konuyu Antalya Valiligine bildirdi ama pek bir gelisme olmadi. Tüm Türk turizmcilerine iyi bir sezon, bol kazanc ve gördügü yanlislarin üzerine gitme azmi diliyorum. Saygilarimla Ercan Toprakyaran webmaster@turizmcilerkahvesi.com
|